Çukurova’nın doğusunda yer alan Osmaniye'nin bulunduğu bölge, tarihin en eski dönemlerinde beri yerleşim yeri vasfını korumuş ve birçok medeniyetin etkisi altında kalmış, önemli oranda tarihi ve kültürel eserlerin bulunduğu bir coğrafyada yer almaktadır. Osmaniye’de Domuztepe ve höyüklerdeki kalıntılar Neolitik, Kalkolitik ve Tunç devirlerine aittir. İlk çağlardan itibaren Hitit, Asur, Pers, Grek, Roma, Bizans gibi devletler ile bazı kavimlerin yaşayışlarına sahne olmuştur. Daha sonra Emevi ve Abbasilerin yaşadığı bu topraklara, Türklerin Anadolu’yu fethi ile 1080li yıllardan itibaren Türk aşiretleri gelmiştir.
Kültür ve doğa turizm potansiyeli, flora zenginliği, eski bir tarihe sahip olan medeniyetlere beşiklik etmesi ve yöresel mutfak kültürüyle Türkiye'de önemli konuma sahip bir bölgedir.
Çukurova'da, Ceyhan Nehri'nin doğu yakasında yer alan Osmaniye; Ceyhan Nehri, Hamıs, Karaçay, Kesiksuyu ve Sabun Çayları nedeniyle sulak, hem de Çukurova'yı doğuya bağlayan yolların kavşağında olması nedeniyle işlek bir bölgededir. Çukurova'ya has zengin tarım toprakları ve geniş ormanlara sahip olan Osmaniye'de Türkiye'nin ilk açık hava müzesi olan Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi ve Kastabala Ören Yeri, önemli turizm kaynaklarıdır.
Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler
Toprakkale Kalesi, Hamite (Amuda) Kalesi, Kaypak (Savranda) Kalesi, Çardak Kalesi, Karafenk Kalesi, Babaoğlan Kalesi, Olukbaşı-Ürün Yaylaları, Sumbas-Bağdaş Yaylası, Kadirli-Maksutoğlu, Beyoğlu-Savrungözü-Dokurcun ve Çığşar Yaylaları, Hasanbeyli-Almanpınarı Yaylası, Kırmıtlı Kuş Cenneti, diğer önemli turizm değerleridir.
Amanos Dağları ve Toros Dağları, gerek flora gerekse faunası ile birçok endemik bitki çeşitliliğine sahiptir. Akdeniz ikliminin yaşandığı Osmaniye'de Akdeniz bitkilerinin tamamına yakını yetişmektedir. İl arazisinin yaklaşık B'sini kaplayan orman ve fundalıklar, flora zenginliği ile dikkat çekmektedir. Dünya'nın hiçbir yerinde bulunmayan bazı bitkiler (Krokos, Çukurova Orkidesi, Çukurova Menekşesi) sadece bu yörede yetişmektedir. Doğal floranın uygunluğu, tıbbi aromatik bitkilerin kültüre alınarak yetiştiriciliğinin yapılmasına elverişli bir ortam hazırlar.
Düziçi ilçemizde inşa edilmekte olan 2 istasyonlu Düldül Dağı teleferik sistemi 5450 metre uzunluğundadır. Alt ve üst istasyonlar arasındaki yükseklik farkı: 1.548,50 metredir. Düldül Dağı’nın aşağı kısımda Düziçi Ovası, Berke Barajı, Aslantaş Barajı, güney kesimde Sabun Çayı Vadisi içerisinde kayın ormanları ve değişik orman varlığı yeşilin birçok tonunu ortaya çıkarmaktadır. Düldül zirvesinden Andırın, Kadirli, Osmaniye gibi yerleşmelerin çok net olarak gözlemlenmesi zirveye ayrı bir değer katmaktadır.
Düldül Dağı ve Dumanlı Yaylası kamping alanları, trekking alanı, seyir terası, yamaç paraşüt alanı gibi alanlar ve etkinlikler doğa ile iç içe olmak isteyenler için ilgi çeken alanlardır.